4 hizmet ayı
Doğada var olan bir besini tüketebilmek için kesme, yıkama, öğütme gibi birtakım fiziksel işlemlerden geçirebiliriz. Bu işlemler de gıdayı “işlenmiş” saymamız için yeterli olur. İşlenmiş gıdalar; hafif, orta ve yüksek olacak şekilde derecelendirilerek kategorilere ayrılır. Bu derecelendirme sisteminde besinin doğal haliyle işlendikten sonraki versiyonu arasındaki benzerlikler; ve de son ürünün, aslından ne kadar uzaklaştığı göz önünde bulundurulur.
Bir besini mikroorganizmalardan arındırmak, saklama koşullarını iyileştirebilmek, tüketimini kolaylaştırmak gibi amaçlarla uygulanan işlemler oldukça faydalıdır. Aynı zamanda mutfağımızın zenginleştirir. Normalde tüketilmesi zor ama sağlığımıza katkıları olan birçok besini de rahatlıkla beslenmemize dahil etmemizi sağlar.
Burada gıdanın gördüğü işlemin gıdanın niteliğinde ve sağlığımıza etkilerinde yaptığı değişimler bizim için önemlidir. Çünkü gıda endüstrisinde tek amaç besinlerin kullanımını kolaylaştırmak değildir. Örnek vermemiz gerekirse; patates cipsi ve patates kroket tüketim açısından oldukça pratiktir ancak sağlıklı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak patatesler soyulmuş, küp küp doğranmış ve şoklanarak vakumlu bir poşette donuk sunuluyor olsaydı bu işlemin sağlığımız açısından herhangi bir tehdit oluşturmadığını söyleyebilirdik.
Yani özetle işlenmiş gıdaları ve zararlarını hedef aldığımızda, geçirdiği işlemler neticesinde sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen gıdaları kast ediyoruz. Çünkü yeşil çay da tekli poşetlere girdiğinde işlenmiş gıda kategorisinde oluyor.
Sindirim sistemini yorarlar
Bağırsaklarda yer alan faydalı bakterilerin (probiyotik mikroorganizmalar) yoğunluğu ne kadar fazla ise sindirim sistemimiz o kadar sağlıklıdır. Özellikle şeker katkılı gıdaların tüketimi bağırsak mikrobiyotasındaki zararlı bakteri populasyonunu arttırarak sindirim sistemi sağlığını bozacak etkiler göstermektedir.
Diyabeti tetikler
Özellikle yapay tatlandırıcı içeren yiyeceklerin vücuda alımı beyin üzerinde vücuda şeker alındığı sinyalini verir. Haberi alan pankreas dolaşıma şekeri sindirmesi için insülin hormonu salgılar. Fakat o da ne! Dolaşımda işlenecek şeker yoktur. Bu durum tekrarlandığında olay yalancı çoban hikayesine döner ve bir süre sonra pankreas şekere duyarsız hale gelir ve insülin salgılamamaya başlar. Bu da diyabet hastalığının oluşumunu tetikler.
Alerjik reaksiyonları tetikler
Gıdalardaki renk değişimini önlemek ve bakteri üremesini azaltmak amacıyla kullanılan sülfit maddesi astım ilaçlarının metabolizmadaki işleyişini etkileyerek toksik etki yaratabilir. Yine çoğunlukla meşrubat, reçel, tatlı, çikolata, dondurma, turşu ve fırınlanmış ürünlerde antimikrobiyal etki yaratmak amacıyla kullanılan benzoatların astım ve atopik dermatit gibi hastalıkları tetiklediği yönünde yapılmış çalışmalar mevcuttur.
Kanserojen etki gösterirler
Isıl işlem görmüş et ürünlerinde renk koruyucu ve antibakteriyel olarak kullanılan nitratlar ısı etkisiyle form değiştirerek nitrit ve nitröz asitlere dönüşür. Nitröz asitler ise vücutta kanser ve tümör hücrelerinin oluşumunu tetiklemektedir.
Bağımlılık yaratabilir
Kola ve çikolata gibi bazı ürünlere bağımlı insanlara çok sık rastlarız. Şeker içerikli abur cubur gıdalar beyinde dopamin salınımını arttırır ve yoğun tüketim sonrası bu besinlere bağımlılık gelişebilir.
Besleyicilikleri düşüktür
İşlenme esnasında bir çok gıda temel besin değerlerini kaybetmektedir. Bu kaybı telafi etmek için üreticiler ilgili vitaminlerin sentetik formunu gıdaya dışarıdan eklemeyi tercih ederler. Ancak vücudumuz o kadar iyi bir kontrol mekanizmasına sahiptir ki bu farkı hemen anlar ve yapay olanın doğal olan yerini almasına izin vermez ve biz yeterli ölçüde fayda sağlayamayız.
Rafine Şeker ve Glikoz & Fruktoz Şurupları
Örneğin fruktoz bilindiği üzere meyve şekeridir. Ancak meyve yemek sağlıklı iken içeriğinde fruktoz şurubu bulunan paketli bir gıdayı tüketmek sağlıklı değildir. İçerikleri benzer gibi dursa da en büyük fark vücudumuzun verdiği tepkidir.
Bir meyve tükettiğimizde sadece şeker değil beraberinde antioksidan, vitamin, lif ve su gibi içerikler de almış oluruz. Ancak meyvenin şekeri alınıp, konsantre forma getirilerek üretilen fruktoz şurubu bize sadece “şeker” içeriği sağlar. Bu sebeple hem besleyiciliği düşüktür hem de yoğun basit şeker yüklemesi belirttiğimiz gibi kan şekerini olumsuz yönde etkiler.
Kalp- damar hastalıklarına yol açarlar
İşlenmiş gıdalar çoğunlukla yüksek miktarda trans yağ içermektedirler. Bu içerik yüksek risk demektir ve kalp damar hastalıkları üzerinde etken olarak ilk sırada yer almaya adaydır.
Peki bütün işlenmiş gıdalar zararlı mıdır?
İşlenmiş gıdalar aklımıza gelenden çok daha fazlasını kapsamaktadır ve hepsini sağlıksız olarak adlandırmak doğru olmaz. Yukarıda bahsettiğimiz gibi bazı gıdaların güvenli bir şekilde tüketilmesi için bazı işlemlerden geçmesi gerekliliktir. Bazıları için ise gerekli olmasa da faydalıdır.
Bir besini mikroorganizmalardan arındırmak, saklama koşullarını iyileştirebilmek, tüketimini kolaylaştırmak gibi amaçlarla uygulanan işlemler oldukça faydalıdır. Aynı zamanda mutfağımızın zenginleştirir. Normalde tüketilmesi zor ama sağlığımıza katkıları olan birçok besini de rahatlıkla beslenmemize dahil etmemizi sağlar.
Burada gıdanın gördüğü işlemin gıdanın niteliğinde ve sağlığımıza etkilerinde yaptığı değişimler bizim için önemlidir. Çünkü gıda endüstrisinde tek amaç besinlerin kullanımını kolaylaştırmak değildir. Örnek vermemiz gerekirse; patates cipsi ve patates kroket tüketim açısından oldukça pratiktir ancak sağlıklı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak patatesler soyulmuş, küp küp doğranmış ve şoklanarak vakumlu bir poşette donuk sunuluyor olsaydı bu işlemin sağlığımız açısından herhangi bir tehdit oluşturmadığını söyleyebilirdik.
Yani özetle işlenmiş gıdaları ve zararlarını hedef aldığımızda, geçirdiği işlemler neticesinde sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen gıdaları kast ediyoruz. Çünkü yeşil çay da tekli poşetlere girdiğinde işlenmiş gıda kategorisinde oluyor.
Sindirim sistemini yorarlar
Bağırsaklarda yer alan faydalı bakterilerin (probiyotik mikroorganizmalar) yoğunluğu ne kadar fazla ise sindirim sistemimiz o kadar sağlıklıdır. Özellikle şeker katkılı gıdaların tüketimi bağırsak mikrobiyotasındaki zararlı bakteri populasyonunu arttırarak sindirim sistemi sağlığını bozacak etkiler göstermektedir.
Diyabeti tetikler
Özellikle yapay tatlandırıcı içeren yiyeceklerin vücuda alımı beyin üzerinde vücuda şeker alındığı sinyalini verir. Haberi alan pankreas dolaşıma şekeri sindirmesi için insülin hormonu salgılar. Fakat o da ne! Dolaşımda işlenecek şeker yoktur. Bu durum tekrarlandığında olay yalancı çoban hikayesine döner ve bir süre sonra pankreas şekere duyarsız hale gelir ve insülin salgılamamaya başlar. Bu da diyabet hastalığının oluşumunu tetikler.
Alerjik reaksiyonları tetikler
Gıdalardaki renk değişimini önlemek ve bakteri üremesini azaltmak amacıyla kullanılan sülfit maddesi astım ilaçlarının metabolizmadaki işleyişini etkileyerek toksik etki yaratabilir. Yine çoğunlukla meşrubat, reçel, tatlı, çikolata, dondurma, turşu ve fırınlanmış ürünlerde antimikrobiyal etki yaratmak amacıyla kullanılan benzoatların astım ve atopik dermatit gibi hastalıkları tetiklediği yönünde yapılmış çalışmalar mevcuttur.
Kanserojen etki gösterirler
Isıl işlem görmüş et ürünlerinde renk koruyucu ve antibakteriyel olarak kullanılan nitratlar ısı etkisiyle form değiştirerek nitrit ve nitröz asitlere dönüşür. Nitröz asitler ise vücutta kanser ve tümör hücrelerinin oluşumunu tetiklemektedir.
Bağımlılık yaratabilir
Kola ve çikolata gibi bazı ürünlere bağımlı insanlara çok sık rastlarız. Şeker içerikli abur cubur gıdalar beyinde dopamin salınımını arttırır ve yoğun tüketim sonrası bu besinlere bağımlılık gelişebilir.
Besleyicilikleri düşüktür
İşlenme esnasında bir çok gıda temel besin değerlerini kaybetmektedir. Bu kaybı telafi etmek için üreticiler ilgili vitaminlerin sentetik formunu gıdaya dışarıdan eklemeyi tercih ederler. Ancak vücudumuz o kadar iyi bir kontrol mekanizmasına sahiptir ki bu farkı hemen anlar ve yapay olanın doğal olan yerini almasına izin vermez ve biz yeterli ölçüde fayda sağlayamayız.
Rafine Şeker ve Glikoz & Fruktoz Şurupları
Örneğin fruktoz bilindiği üzere meyve şekeridir. Ancak meyve yemek sağlıklı iken içeriğinde fruktoz şurubu bulunan paketli bir gıdayı tüketmek sağlıklı değildir. İçerikleri benzer gibi dursa da en büyük fark vücudumuzun verdiği tepkidir.
Bir meyve tükettiğimizde sadece şeker değil beraberinde antioksidan, vitamin, lif ve su gibi içerikler de almış oluruz. Ancak meyvenin şekeri alınıp, konsantre forma getirilerek üretilen fruktoz şurubu bize sadece “şeker” içeriği sağlar. Bu sebeple hem besleyiciliği düşüktür hem de yoğun basit şeker yüklemesi belirttiğimiz gibi kan şekerini olumsuz yönde etkiler.
Kalp- damar hastalıklarına yol açarlar
İşlenmiş gıdalar çoğunlukla yüksek miktarda trans yağ içermektedirler. Bu içerik yüksek risk demektir ve kalp damar hastalıkları üzerinde etken olarak ilk sırada yer almaya adaydır.
Peki bütün işlenmiş gıdalar zararlı mıdır?
İşlenmiş gıdalar aklımıza gelenden çok daha fazlasını kapsamaktadır ve hepsini sağlıksız olarak adlandırmak doğru olmaz. Yukarıda bahsettiğimiz gibi bazı gıdaların güvenli bir şekilde tüketilmesi için bazı işlemlerden geçmesi gerekliliktir. Bazıları için ise gerekli olmasa da faydalıdır.